İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

SUÇ VE YAPISAL UNSURLARI

SUÇ VE YAPISAL UNSURLARI

Suç, en kısa tanımıyla hukuki değeri ihlal eden bir fiil; diğer bir değişle bir haksızlıktır. Suçun oluşması için tipe uygun ve hukuka aykırı bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun oluşması için ayrıca kişinin kusurluluğu aranmaz. Zira kusurluluk, kişinin cezalandırabilirliği bağlamında ele alınan bir husustur. Dolayısıyla bir fiil, failin kusuru olmadan işlense dahi bu fiil suç vasfına haizdir.

–  Maddi Unsur

Suçun yapısal unsurları kapsamında ilk olarak incelenecek husus suçun maddi unsurlarıdır. Bu kapsama fiil, neticeli suçlarda netice, fiil ile netice arasında nedensellik bağı ve o neticenin faile objektif olarak isnad edilip edilmeyeceği, fail, mağdur, suçun konusu girmektedir.

– Fail; Tipik hareketi gerçekleştiren, suçun süjesi olan kişidir. Ancak gerçek kişiler fail olabilir.

– Mağdur; İşlenen suç nedeniyle haksızlığa uğrayan kişidir.

– Suçun konusu; Failin fiilini üzerinde gerçekleştirdiği şeyi ifade eder. Örneğin mala zarar verme suçunda başkasına ait eşya.

– Fiil; İnsan tarafından dış dünyada beliren iradi davranıştır.

– Netice; Bazı suç tiplerinde failin fiilinden zaman ve mekan olarak ayrılmış bulunan, dış dünyada meydana gelen değişikliklerdir.

– Nedensellik Bağı; Failin fiili ile netice arasındaki bağdır. Tamamen doğal bir olgudur ve  doğa bilimlerini ilgilendirir. Fiilin yapılmasından sonra dış dünyada meydana gelen değişiklikler söz konusu fiil ile doğa kanunlarına uygun bir bağlantı içindeyse ve bu bağlantı sonucunda tipe uygun netice ortaya çıkmışsa olayda nedensellik bağı vardır.

– Objektif İsnadiyet; Tipik neticeden failin sorumlu olabilmesi için nedensellik bağının tespitinden sonra yapılması gereken incelemedir, normatif bir değerlendirmeyi gerektirir. Bir hareket suçun konusu bakımından izin verilen riski aşan bir tehlike doğurur ve bu tehlike tipe uygun netice olarak gerçekleşirse bu neticeyi faile objektif olarak isnad edebiliriz.

  • Manevi Unsur

Suçun manevi unsuru, kişi ile işlediği fiil arasındaki manevi bağı ifade eder. Suçun oluşumu için suç tipinde öngörülen maddi unsurların yanı sıra manevi – sübjektif unsurların da gerçekleşmesi gerekir. Diğer bir deyişle kişi suçun maddi unsurları ile ilgili olarak kasten veya taksirle davranmalıdır. Modern suç teorisinde kast ve taksir kusur türü olmayıp haksızlığın gerçekleşme biçimleridir. Kusur ise işlenen bir haksızlık dolayısıyla fail hakkında varılan bir kınama yargısıdır.

Kast

Kastın bilme ve isteme unsurlarının birbiriyle bağlantısı ve hangi ölçüde veya yoğunlukta bulunmaları gerektiği bağlamında iki tür kast söz konusudur;

            1- Doğrudan Kast

2- Olası Kast

  • Doğrudan Kast

TCK m. 21/(1)’e göre Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

Kastın bilme unsuru kapsamına suçun tüm maddi unsurları dahildir. Suçun kanuni tanımında yer almakla birlikte fiilin haksızlık muhtevasında etkili olmayan hususlar kast kapsamında değildir. Örneğin, objektif cezalandırılabilme şartları.

Kastın isteme unsuru suçun maddi unsurlarının gerçekleştirilmesine yönelik iradeyi ifade etmektedir. Neticeli suçlarda, failin asıl kastettiği neticenin yanı sıra, başka neticelerin de ortaya çıkması muhakkaka yakın ise, failin bu neticeleri de istediği kabul edilir.

  • Olası Kast

Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, bu unsurların meydana gelmesi kabullenilmektedir.

Taksir

TCK m. 22/(1)’e göre Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.

Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Taksir de bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

1- Bilinçli Taksir

Bilinçli taksirde fail işlemeyi düşündüğü fiilden zararlı bir neticenin meydana gelebileceğini öngörmekte fakat dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, bu yükümlülüğünü umursamayarak, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğine güven duyarak yine de korunan hukuki değer bakımından tehlike oluşturacak bir davranışta bulunmaktan kendini alıkoymamaktadır.

2- Bilinçsiz Taksir

Bilinçsiz taksirin belirgin özelliği, icrai veya ihmali şekilde olabilen iradi hareketin varlığı ve kanunî tanımda yer alan unsurlardan birinin öngörülmemiş olmasıdır. Fakat bu öngörmemenin, “gerekli dikkat ve özen” yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla ortaya çıkması gerekir. Çünkü, gerekli dikkat ve özen gösterilmediği için kanunda tanımlanmış olan neticenin gerçekleşeceği öngörülmemiştir.

Kast-Amaç-Saik

Kasti suçların tanımlarında, suç tipiyle korunan hukuki değere yönelik faildeki hareket iradesini belirten amaç, saik gibi başka sübjektif unsurlara yer verilebilir.

Amaç (maksat) failin fiiliyle ulaşmayı tasavvur ettiği hedeftir. Failin neticenin meydana gelmesini muhakkak veya muhtemel görmesi önemli değildir.

Saik, faili haksızlık teşkil eden fiili işlemeye iten iç etken, dürtüdür. Saik ancak suçun kanuni tanımında bir unsur olarak yer alıyorsa önem taşır.

  • Hukuka Aykırılık

Hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiğinin tespit edilebilmesi için iki şartın varlığı gereklidir;

1) Fiilin ceza hukuku kuralları ile çelişki halinde bulunması,

2) Aynı fiilin işlenmesine ceza hukukunun içinde veya dışında yer alan bir hukuk kuralı tarafından müsaade edilmiş olmamasıdır.

Ceza hukuku kuraları ile çelişki halinde bulunan fiilin işlenmesine yine ceza hukuku içinde veya dışında yer alan bir hukuk kuralı tarafından izin verilmiş ise yahut böyle bir fiilin işlenmesi emredilmiş ise bu durumda bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından bahsedilecektir. Bir hukuka uygunluk sebebinin varlığı halinde ise, fiilin hukuka uygun olduğu tespit edilmiş olacaktır.

Hukuka aykırılık ile haksızlık farklı kavramlardır. Bir fiil ya hukuka uygundur ya da değildir. Haksızlık ise hukuka aykırı fiilin vasfıdır ve nicelik itibariyle bir derecelendirmeye tabi tutulabilir. Her haksızlık, suç değildir; fakat her suç, bir haksızlıktır.

Hukuka uygunluk sebebleri; hakkın kullanılması, görevin yerine getirilmesi, meşru savunma ve ilgilinin rızasıdır.

  • Kusur

Yukarıda da belirttiğimiz üzere kusur suçun bir unsuru değildir. Kusur, fail hakkında bir değer yargısı olduğundan dolayı fiilin haksızlığı üzerinde herhangi bir etki oluşturmayacaktır. Suçun oluşması için maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurlarının gerçekleşmesi gerekli ve yeterlidir.

Kusuru Etkileyen Haller;

– Yaş Küçüklüğü

 – Akıl Hastalığı

 – Sağır ve Dilsizlik

 – Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma

 – Mazeret Nedenleri

                        –  Hukuka Aykırı Bağlayıcı Emir

                        – Zorunluluk Hali

                        – Meşru Savunmada Sınırın Heyecan, Korku ve Telaş Nedeniyle

                         Aşılması

                        – Cebir veya Tehditin Etkisi

 – Haksız Tahrik

 – Kusurluluğu Etkileyen Hata Halleri

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir