Mülkiyet hakkı, hak sahibine eşya üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkisi veren en geniş haktır. Mülkiyet hakkı sahibi taşınır veya taşınmaz malını dilediği gibi tasarruf edebilir. Ancak kamu hukuku, komşuluk hukuku veya taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan sebeplerle mülkiyet hakkının kısıtlanması meydana gelebilir.
Bu suretle Türk Medeni Kanunu’nun 730. ve devam maddelerinde taşınmaz maliklerinin (mülkiyet hakkı sahiplerinin) bu haklarını kullanırken dikkat etmeleri gereken hususlar düzenlenmiştir. Buna göre; taşınmaz maliki komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartmama, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermeme yükümlülüğündedir. Bu ve bu gibi komşuluk hukuku ve dürüstlük kuralı çerçevesinde mülkiyet hakkı sahiplerine sınırlamalar getirilmiş, temel olarak bir kişinin mülkiyet hakkını kullanırken diğer kişinin bu hakkın kullanımından mağdur edilmemesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede karşımıza irtifak hakkı bağlantısı ile manzara hakkı çıkmaktadır.
Manzara hakkı, olumsuz irtifak hakkı kapsamında kişinin taşınmazdan yararlanmasını kısıtlayan, beklenen yararın karşılanmasını engelleyen veya tehlike altına sokan bir durum olduğunda; hak sahibine (zarar gören kişiye) mahkemeden eski hâle getirmeyi, tehlikenin ya da uğranılan giderilmesini isteme hakkı verir.
MANZARA NEDİR?
Manzara kavramı, taşınmazın konumuna, özelliğine ve taşınmazdan beklenecek faydaya göre özel olarak değerlendirilir. Bir yerin manzaraya sahip olup olmadığını kıstası mutlaka denize bakması veya estetik zevk uyandırması olmayacaktır, aksine, estetik zevk uyandırmayan ve sıradan nitelendirilebilecek bir alan dahi manzara olarak değerlendirilebilmektedir.
MANZARA HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİ DURUMLARDA HANGİ HUKUKİ YOLLARA BAŞVURULMALIDIR?
- ESKİ HALE GETİRME DAVASI: Manzara hakkının, esasen taşınmaz malikinin sorumluluğuna aykırılık anlamına gelmektedir. Bu çerçevede manzara hakkı ihlal edilen kişi, Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre eski hale getirme ve zararın giderilmesi talebiyle dava açabilir. Manzara hakkı ihlal edilmemiş ama objektif olarak ihlal edilme tehlikesi tehlikesiyle karşı karşıya olanlar için de tehlikenin giderilmesi talep edilebilir. Yine manzara hakkının ihlali kapsamında Türk Medeni Kanunu’nun 683.maddesi çerçevesinde el atmanın önlenmesi davasının da açılması mümkün olmakla beraber madde 730, ihlal kapsamına giren fiiller açısından daha kapsamlıdır.
Eski hale getirme davası kapsamında taşınmaz malikinin kusurlu olup olmadığı, yani zararın meydana gelmemesi için bütün özeni gösterdiği iddiası bir önem taşımayacaktır.
- MAHALLİN EN BÜYÜK MÜLKÎ İDARİ AMİRİNDEN KORUMA TALEP EDİLMESİ: Kişilerin 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında mahallin en büyük mülkî idari amirinden koruma talep edilme imkanları mevcuttur.
- HAKSIZ FİİL NEDENİYLE DAVA: Bir kişinin davranışları sebebiyle taşınmaz malikinin manzarasının kapatılması yani manzara hakkının ihlal edilmesi aynı zamanda Borçlar Hukuku çerçevesinde haksız fiil oluşturur. Dolayısıyla haksız fiil sebebiyle maddi veya manevi tazminat açılması da mümkündür. Bu davanın eski hale getirme davasından farkı ise manzara hakkını ihlal eden kişinin, kusuru dikkate alınacaktır. Yani ihlale neden olan fiilin gerçekleşmemesi için gereken tüm özen ve dikkati gösterdiğini ispatlaması durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
- MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI: Manzara haklarını ihlal eden kişilere karşı uğradığı zararı veya mahrum kaldıkları karı ayrıca bir tazminat davasıyla talep edebilirler. Söz konusu zararın maddi karşılığı talep edilebilmesi için kişinin maddi ve manevi zarara uğramasındaki kusurun ispat edilmesi gerekmektedir.
MANZARA HAKKI NASIL KUVVETLENDİRİLİR?
Esasen kişilerin yalnızca mülkiyet sahibi olmaları ya da komşu olmaları sebebiyle manzara hakkı kendiliğinden oluşsa da çeşitli hukuki yollara başvurarak bu hakkın güçlendirilmesi mümkündür.
Bunlardan ilki manzara kapatmama irtifakının kurulmasıdır. Bunun için manzara hakkını kuvvetlendirmek isteyen kişi ile karşı tarafın anlaşarak resmi bir sözleşme hazırlaması gerekir. Daha sonra bu sözleşmenin tescil edilmesiyle irtifak kurulmuş olacaktır. Ancak irtifak ilişkisinin yalnızca sözleşmenin taraflarını ilgilendireceğini unutmamak gerekir.
MANZARA HAKKI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- HD., E. 2018/3390 K. 2019/2439 T. 19.3.2019 “ … Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir….davacının mülkiyet hakkının korunması ve zararına sebebiyet veren durumun ortadan kaldırılmasıdır. Davacının katlanılabilme sınırlarını aşan bir zararı varsa, buna son vermek için davalının yapması gereken masraf davacının zararından daha fazla olsa bile, el atmanın önlenmesine ve eski hale getirmeye karar verilmelidir.”
- HD., E. 2012/14449 K. 2013/886 T. 22.01.2013 “… Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez…”
İlk yorum yapan siz olun