İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Başkası Adına Facebook Açmak Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturuyor

T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2013/1045
K. 2013/28322
T. 9.12.2013

FACEBOOKTA BAŞKASI ADINA HESAP AÇMA ( Sanığın Boşandığı Eşi Mağdurenin Bilgisi ve Rızası Dışında İsim ve Soyismini de Açıklayarak Mağdurenin Özel Yaşam Alanı Kapsamındaki Fotoğraflarına Yer Vermesi – Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturduğu )

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ( Sanığın Boşandığı Eşi Mağdurenin Bilgisi ve Rızası Dışında Facebookta Üyelik İşlemleri Yaparak Oluşturduğu Profilde İsim ve Soyismini de Açıkladığı Mağdurenin Özel Yaşam Alanı Kapsamındaki Fotoğraflarına Yer Vermesi – Suçun Oluştuğu )

• SOSYAL PAYLAŞIM SİTESİNDE BAŞKASININ FOTOĞRAFLARINI YAYINLAMA ( Sanığın Boşandığı Eşi Mağdurenin Bilgisi ve Rızası Dışında Facebookta Oluşturduğu Profilde İsim ve Soyismini de Açıklayarak Mağdurenin Fotoğraflarına Yer Vermesi – Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturduğu )

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI ( Mağdurenin Maddi Bir Zararının Belirlenmediği Olayda Sabıkasız Geçmişi ve Yargılama Sürecindeki Davranışları Olumlu Değerlendirmeye Tabi Tutularak Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin Düzenlemenin Uygulanıp Uygulanmamasına Karar Verileceği )
5237/m.134

ÖZET : Şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında, yargılamaya devam edilerek, mevcut delillere nazaran, mahkumiyet hükmü kurulmasında ve sanığın, boşanmış olduğu eşi mağdurenin bilgisi ve rızası dışında, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu profilde, isim ve soyismini de açıkladığı mağdurenin özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarına yer vermesi eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Mağdurenin maddi bir zararının belirlenmediği olayda, sabıkasız geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirmeye tabi tutulup, hükmedilen hapis cezası ertelenen sanık hakkında, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasındaki koşullar irdelenip, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte isabetle değerlendirilerek, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler gösterilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin 4. fıkrasında, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesinin davayı düşüreceği, aynı maddenin 6. fıkrasında ise, vazgeçmenin, onu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceği hükme bağlandığından, şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında, yargılamaya devam edilerek, mevcut delillere nazaran, mahkumiyet hükmü kurulmasında ve sanığın, boşanmış olduğu eşi mağdurenin bilgisi ve rızası dışında, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu profilde, isim ve soyismini de açıkladığı mağdurenin özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarına yer vermesi eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1- Sanığın oluşa uygun sübuta eren eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 134/2-1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, temel ceza, TCK’nın 134/1-1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası olarak belirlenerek, sanığa eksik ceza tayini,

2- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilerek, aynı Kanunun 53/4. maddesine aykırı hareket edilmesi,

3- Mağdurenin maddi bir zararının belirlenmediği olayda, sabıkasız geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirmeye tabi tutulup, hükmedilen hapis cezası ertelenen sanık hakkında, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasındaki koşullar irdelenip, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte isabetle değerlendirilerek, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler gösterilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı,

4- 5237 sayılı TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a ) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b ) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c ) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmüne göre, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326 /son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir