2. Hukuk Dairesi 2010/13511 E., 2011/19364 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 22.11.2011 günü temyiz eden davalı O…. G…. geldi.Karşı taraf davacı Z….. G…. ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Hükmü temyiz eden davalı, mürafaa sırasında temyiz dilekçesini tekrarla, eşinin karardan sonra bir başka erkekle beraber yaşadığını ve bu erkekten çocuk sahibi olduğunu ileri sürmüş, eşinin doğum yaptığına dair belgeyi ibraz etmiştir. Her ne kadar, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususlar temyizde dikkate alınmaz ise de, eşlerin sadakat yükümlülüğü (TMK.185/3), boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar devam edeceğine göre, davacı kadının bu yükümlülüğüne aykırı davranışı, kanıtlanması halinde tarafların boşanmadaki kusur durumlarına ve boşanmanın fer’i sonuçlarına etkili olacaktır. Öyleyse, sonuca etki edecek olan bu yeni vakıaya ilişkin davalıdan delilleri sorulup, göstermesi halinde toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.22.11.2011 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Yerel mahkeme tarafından 17.03.2010 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verildiği, hükmün 09.06.2010 tarihinde davalı erkek eş tarafından temyiz edildiği, temyiz süresi de geçtikten sonra 22.11.2011 tarihinde davalı erkek eş tarafından eşinin doğum yaptığına ilişkin raporun Yargıtay’da mürafaada sunulduğu konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır.
Çekişme nedir?
Boşanma davalarında yerel mahkeme işten el çektikten ve temyiz süresi de sona erdikten sonra Yargıtay’da mürafaa sırasında “yeni delil” sunulabilir mi? Sunulan bu yeni delil hükme esas alınabilir mi?
Değerli çoğunluk Yargıtay’a mürafaada sunulan yeni delilin “hükme esas alınabileceği” düşüncesiyle boşanma kararını “sadece bu sebeple” bozulmasına karar vermiştir.
Bu uygulamaya aşağıdaki sebeplerle katılabilme olanağım bulunmamaktadır.
1-Boşanma hukukunda “birden fazla delil listesi” sunulabilmesi hakkında Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda bir hüküm bulunmadığı gibi bilimsel öğretide bu konuda bir görüş de bulunmamaktadır.
2-Boşanma davalarında yargılama sırasında sunulmayan bir delilin Yargıtay’da mürafaada sunulabilmesi konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır.
3-Boşanma davalarında uyuşmazlıkların Kanunda belirlenmiş şekil ve usullere uygun olarak çözülmesi zorunludur.
Türk Medeni Kanununun 185. maddesi hükmü boşanma davalarında hüküm kesinleşinceye kadar “yargılamanın her aşamasında” yeni delil sunma hakkı verdiğine ilişkin bir “usul kuralını” bünyesinde bulundurmamaktadır.
Başka bir deyişle eşlerden her biri Türk Medeni Kanununun 185. maddesi hükmünü referans alarak boşanma davalarında “dilediği her an ve aşamada” delil sunma hak ve yetkisine sahip değildir.
Delil sunma usulü konusunda diğer davalardan farklı olarak boşanma davalarına özgü ayrıcalık taşıyan bir usul hükmü pozitif hukukta mevcut değildir.
4-Yargıtay, boşanma davalarında “her aşamada” yeni delil sunma hakkının yoluna açarsa devam eden bütün boşanma davalarının kilitleneceğini şimdiden söylemek mümkündür.
Türk Medeni Kanununun 185. maddesi hükmü referans alınırsa temyiz aşamasında, karar düzeltme aşamasında, kesin bozma kararlarından sonra bile delil sunulabilir. Çünkü evlilik birliği devam etmektedir.
Sonuç olarak;
Davalı eşin boşanma davasında hüküm verildikten, temyiz süresi sona erdikten sonra Yargıtay’da mürafaa sırasında “yeni delil sunma” hak ve yetkisi bulunmamaktadır.
Açıkladığım gerekçelerle farklı düşünüyorum.
İlk yorum yapan siz olun