İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

CAYMA HAKKI DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ KAPIDAN SATIŞ

13. Hukuk Dairesi 2011/716 E., 2011/14368 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 21.06.2007 tarihinde 6950 EURO bedel ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak üzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemelerin iadesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, uzun süre sonra fesih hakkının kullanılmasının iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının 02.09.2007 tarihinde tesiste konakladığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde Kuşadası’nda bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 21.06.2007 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını ve tatil hakkını kullandığını savunmuştur.

Davacı ise, konaklama belgesi olarak imzalanan belgenin tüm tatilcilere promosyon amaçlı olarak kullandırılan tatile ilişkin olduğunu, bu kullanımın sözleşmeye bağlı kullanım olmadığını bildirmiştir. Gerçekten de, sözleşmede kullanım dönemi 25. Hafta olarak yazılı olduğu halde, konaklama belgesindeki kullanım 01.09.2007-09.09.2007 dönemine aittir. O halde sözleşmeye bağlı bir kullanım bulunmamaktadır.

4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK’nın 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu 21.06.2007 tarihli sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir. Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. O halde, mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına (BOZULMASINA), 13.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir