Askerlik hizmeti sırasında nefes darlığı ve koşuda zorlanma gibi yakınmalarla bir çok kez viziteye çıkan müteveffa erin, olay günü sabah başvurduğu birlik tabiplerince yapılan muayenesinden kısa bir süre sonra sabah sporunda koşu sırasında fenalaşıp ölmesinde, askeri sağlık hizmetinin iyi işlememesinin yol açtığı bir hizmet kusurunun varlığı saptanmış olup; bu nedenle müteveffanın yakınlarının uğradığı zararın tazmini gerekir.
Davacı vekili, 09 Ocak 1998 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin yakını ………………………..’in 02.10.1996 tarihinde çıkarıldığı sabah sporunda koşu sırasında fenalaşarak yere yıkıldığını, hastaneye yetiştirilmeden öldüğünü, ölümünden önce müteaddit defalar viziteye çıkarak şikayetlerini bildirmesine, sabah sporlarında koşamadığının bilinmesine rağmen hastaneye sevkle tedavi ettirilmemesi, ısrarla sabah sporuna çıkarılması nedeniyle idarenin ağır kusurunun ve tazmin sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davacı baba ……………………….. için 600.000.000.Tl. maddi, 300.000.000.Tl. manevi, davacı anne ……………………….. için 700.000.000.Tl. maddi, 300.000.000.Tl. manevi, davacı kardeşler ……… ve ……………………….. için 200.000.000’ar Tl. manevi olmak üzere toplam 2.300.000.000.Tl. tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını dava ve talep etmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların yakını P.Er ………………………..’in Hopa 1. Mot.Hd.Tb.K.lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken 02 Ekim 1996 tarihinde sabah sporu esnasında fenalaştığı ve hastaneye kaldırılmadan vefat ettiği, ölüm olayıyla ilgili olarak Trabzon 48 nci P.Tugay K.lığı As.Savcılığınca yapılan soruşturma sonucunda 21 Kasım 1996 tarin ve 1996/2413 – 544 esas ve karar sayılı iddianamesi ile birlik tabibi Atğm. ……………………….. hakkında “…müteveffanın birliğe katıldığı günden itibaren sabah sporlarında koşamadığı, bölükten geri kaldığı, kendisinin koşu için takım komutanı tarafından serbest bırakılmasına rağmen muayenesi için doktora gönderildiği, Tbp.Atğm. ………………………..’a üç defa resmi vizite yazı ile muayene olan müteveffanın 2-3 defa vizite harici Tbp.Atğm. ……………………….. ve Tbp.Tğm. ………………………..’e muayene olduğu, doktorlara koşamadığını, nefesinin daraldığını, daha önce de hastalık geçirdiğini söylemesine rağmen müteveffayı üç defa resmi ve kayıtlı olarak muayene eden sanık ………………………..’ın tabiplik görevi gereğince birçok defa muayene için başvuran hastayı ayrıntılı muayene etmek ve hastaneye sevk ederek muayenesini yaptırmak gibi önemli bir görevi yerine getirmeyerek dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte ve sanatta acemilik, nizam, emir ve talimatlara riayetsizlik sonucu P.Er ………………………..’in ölümüne sebebiyet verdiği…” iddiasıyla TCK. nun 455/1 maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında Trabzon 48.P.Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesince ölüm olayında müteveffayı muayene eden hekimlerin ihmali davranışlarının bulunup bulunmadığı hususunda görüşüne başvurulan Yüksek Sağlık Şurasınca; ………………………..’e 03.10.1996 tarihinde yapılan otopside tesbit edilen myokardda iskemik fibrozis, şiddetli myokard hipertnofisi, iskemik akciğer kanamaları ve sağ kalp yetmezliğinin muayene ile tesbit edilmemesi konusunda Dr. ………………………..’ın ve Dr. ………………………..’in kusursuz olduklarına, şahsın nefes darlığı ve koşuda zorlanma, koşamama gibi şikayetlerinin kalp yetmezliğine bağlı olabileceğinin ve bunun için tam teşekküllü bir hastanede ileri tetkiklerin yapılması gerekeceğini her tıp fakültesi mezununun düşünmesi gerektiğine ve bu sebeple ………………………..’i hastaneye sevk etmeyen Dr. ……………………….. ve Dr. ………………………..’in görevi ihmal suçunu işlediklerine karar verildiği anlaşılmıştır.
İdare Hukuku ilkelerine ve Anayasanın 125/7 nci maddesine göre idarenin tazminle yükümlü tutulabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve meydana gelen zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir.
Devlet adına kamu hizmeti yürüten idarenin, halin icaplarına ve ihtiyaçlara göre hizmeti devamlı ve en iyi şekilde topluma arzetmesi, hizmeti yürütürken kimseninin zarara uğramaması için gerekli önlemleri alması zorunludur. Bu zorunluluğun gereği gibi yerine getirilmemesi hizmetin kusurlu işlediğinin açık bir delilidir.
Davamızda, askerlik hizmeti sırasında nefes darlığı ve koşuda zorlanma gibi yakınmalarla birçok kez viziteye çıkan müteveffanın, son olarak ölüm olayının meydana geldiği 02.10.1996 günü sabahı başvurduğu birlik tabipliğince yapılan muayenesinden kısa bir süre sonra, sabah sporunda koşu sırasında fenalaşıp ölmesinde, Yüksek Sağlık Şurası kararında da belirtildiği üzere müteveffanın şikayetlerinin kalp yetmezliğine bağlı olabileceğini her tıp fakültesi mezununun düşünmesi ve tam teşekküllü bir hastaneye sevkle ileri tetkikleri yaptırması gerekirken aksine davranış göstermeleri nedeniyle birlik tabiplerinin görevlerini ihmal ettiklerinin anlaşılması dolayısıyla ölüm olayının idare ajanlarının hizmet kusurlarından kaynaklanması karşısında meydana gelen zararın hizmet kusuru ilkesi gereğince davalı idarece karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı anne ve babanın vazife malüllüğü aylığı bağlanması talepleri T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce 5434 Sayılı Kanunun 72 nci maddesine göre aylık bağlanmasına imkan bulunmadığından bahisle reddedilmiştir.
Davacılara devletçe sağlanmış bir yarar bulunmamaktadır.
Davacıların olay nedeniyle uğradıkları gerçek maddi zararın tesbiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, re’sen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenen 11.01.1999 tarihli bilirkişi raporunda davacı anne ………………………..’in 1.362.957.479. TL., davacı baba ………………………..’in 920.001.592.Tl. maddi tazminat hakedişlerinin bulunduğu bildirilmiştir.
Taraflara tebliğ edilen ve itirazda bulunulmayan bilirkişi raporu Mahkememizin yerleşik içtihatlarına, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara ve ilmi verilere uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda, ancak davacıların istemlerine bağlı kalınmak suretiyle uygulama yapılmıştır.
Davacılara ölüm nedeniyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ızdıraplarını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ;
1. Bilirkişi raporu uyarınca ve istemlerine bağlı kalınarak davacı baba ………………………..’e 600.000.000.Tl. (ALTI YÜZ MİLYON TL.) , davacı anne ………………………..’e 700.000.000.Tl. (YEDİ YÜZ MİLYON Tl.) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,
2. Takdiren ve istemlerine bağlı kalınarak davacı baba ……………………….. ile davacı anne ………………………..’e ayrı ayrı 300.000.000’ar Tl. (ÜÇYÜZERMİLYON Tl.) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,
3. Takdiren ve istemlerine bağlı kalınarak davacı kardeşler ……………………….. ile ………………………..’e ayrı ayrı 200.000.000’ar Tl. (İKİYÜZERMİLYON Tl.) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,
4. Hükmedilen maddi tazminat miktarına müteveffanın yeniden gelir elde edeceği kabul edilen 21 Ocak 1998 tarihinden ödeme tarihine kadar % 50 (YÜZDEELLİ) YASAL FAİZ YÜRÜTÜLMESİNE,
5. Hükmedilen manevi tazminat miktarına olay tarihi olan 02 EKİM 1996 tarihinden 31.12.1997 tarihine kadar % 30 (YÜZDEOTUZ), 01.01.1998 tarihinden ödeme tarihine kadar % 50 (YÜZDEELLİ) YASAL FAİZ YÜRÜTÜLMESİNE,
6. Davacılar tarafından peşin yatırılan 22.319.000.Tl. (YİRMİ İKİ MİLYON ÜÇYÜZ ONDOKUZ BİN Tl.) harcın istek halinde davacılara İADESİNE,
7. 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YEROLMADIĞINA,
8. Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 10.000.000.Tl. (ONMİLYON Tl.) bilirkişi ücretinin davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
9. Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 5.200.000.Tl. (BEŞ MİLYON İKİYÜZBİN Tl.) posta pulu giderinin davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
10. Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri gereğince hesabedilen 118.300.000.Tl. (YÜZONSEKİZMİLYONÜÇYÜZBİN Tl.) Avukatlık Ücretinin davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE
Dergi No:14
Karar Dairesi:AYİM. 2.D.
Karar Tarihi:17.02.1999
Karar No: E. 1998/23
Karar No: K. 1999/88
İlk yorum yapan siz olun